Bir önceki yazımda Siyaset ve Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim durumdan bahsetmiştim.Aşağıda 2007 yılı seçim sonuçları ve Financial Times'ta yayımlanan yazıya göre AKP'nin alacağı tahmini oy oranı açıklanmış.Evet 2007 seçim sonuçları ve Financial Times'taki yazıdan çıkaracağımız sonuca göre AKP seçimde açık ara önde.Önde de nasıl önde onu bir irdelemek lazım. Bir seçim otobüsünün aylık maliyeti ortalama 10 bin TL.Ortalama Türkiye genelinde 300 adet olduğu varsayılırsa bu toplamda aylık 3 milyon TL yapar.TV reklamları ise dakikası ortalama 10 bin TL.Hergün TV de çeşitli kanallarda ortalama 50 adet gösterimden aylık 1500 gösterim eder buda toplamda 15 milyon TL yapar.Diğer pankart afiş miting gezileride aylık toplamda 5 milyon TL.Genel toplama baktığımızda 23 milyon TL gibi devasa bir harcama söz konusu.Bir Allah'ın kulu çıkıpta biz bu seçimlerde reklam,miting vb çalışmalar yapmayacağız,bu paralarla eğitime muhtaç çocuklarımıza yardım,bakıma muhtaç çocuklarımız içinse 2 adet çocuk yuvası yapacağız diyemiyor.
İşte Türkiye neden birçok ülkeden geride,neden bilimde ve sanayide ilerleyemiyor buyrun görün.Çocuklarına yatırım yapmayan ülke büyüklerinden ne bekliyorsunuz ki?Mecliste var 550 milletvekili (istisnalar olabilir),birçoğuda " SALLA BAŞINI AL MAAŞINI" misali 4 senedir yan gelip yattı.Bir tane proje üreten milletvekili yok.Evveliyatında zarar eden Telekom,özelleştirildikten yani kabaca satıldıktan sonra nasıl kar etmeye başladıysa; Bence Mecilsi de özelleştirmenin vakti gelmiş demektir.Özelleştirmeden kastım revizyon tabi ki.Nasıl mı olur; beher Milletvekiline 5.000 TL maaş verirsin,lojman kirası 500 TL alırsın,aylık 450 TL sodexo verirsin,TBMM deki personel sayısını % 20 azaltırsın, makam araçlarını filo araç kiralama şeklinde düzeltirsin,proje üreten Milletvekiline prim verirsin,dokunulmazlık saçmalığını da kaldırısın,en başta da kendin buna uyarsın bakın o zaman işler nasıl da düzelir.
İktidar çoğu kurumunu yönetemedi ve zararından dolayı nasıl özelleştirdiyse,en başta kendini de revize etmeliydi.Daha bunlar gibi apılması gereken öyle çok revizyon var ki yaz yaz bitmez.
Sonuç olarak diyorum ki ;"AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ" boşuna miting yapıyorsunuz bu milletin çoluğunun çocuğunun rızkı olan kazançlarından; vergi adı altında aldığınız paraları çarçur ediyorsunuz. Bunu direkt olarak yapan, dolayısıyla da olsa buna iştirak eden veya buna göz yuman ve susup seyirci kalan, iktidar,muhalefet ve bağımsız Milletvekillerini ESEFLE KINIYORUM...
Veysel YARAYAN
LDP NİĞDE MİLLETVEKİLİ ADAYI
2007 Oyların Partilere Göre Dağılımı ve Milletvekili Sayıları:
Parti Adı Oy Oranı Toplam Oy
AKP % 46 16,327,291
CHP % 20 7,317,808
MHP % 14 5,001,869
DP % 5 1,898,873
BAĞ % 5 1,864,971
GP % 3 1,064,871
SP % 2 820,299
BTP % 0 183,895
HYP % 0 174,872
İP % 0 124,526
ATP % 0 114,029
TKP % 0 79,254
ÖDP % 0 52,145
LDP % 0 35,364
EMEP % 0 26,292
Mynet'te bugün yayınlanan haber ise söyle ; 'AKP'nin zaferinin boyutu çok önemli' Financial Times gazetesindeki Delphine Strauss imzalı yazıya göre Türkiye'de Pazar günkü genel seçimlerin galibi belli... Güncelleme:07 Haziran 2011 10:50 Financial Times, Türkiye'de Pazar günü yapılacak genel seçimlerde iktiardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin elde edeceği zaferin boyutunun çok önemli olacağını yazdı. Financial Times'taki yazıda bazı kamuoyu araştırmalarına göre AKP'nin yüzde 50 oy olacağı belirtildi Gazetede bugün seçimlerle ilgili bir değerlendirme yer alıyor. Haberin Devamı Financial Times'ın Türkiye muhabiri Delphine Strauss'a göre, partilerin seçim kampanyasında izledikleri sert taktikler, rahatsız edici. Yazısına "Bölge için model olarak sunulan bir demokrasinin geleceğini şekillendirecek oylama öncesi, Türkiye'nin seçim kampanyası çamur atmaya ve şiddetli çatışmalara indirgendi, gerginlik de artıyor" diyerek başlamış Delphine Strauss... Financial Times muhabirine göre gerginliği artıran gelişmeler de Milliyetçi Hareket Partisi'nden bazı üst düzey yetkililerin istifasına yol açan seks skandalı, Kürt militanların işi olduğuna inanılan saldırılar ve parti liderlerinin birbirlerine ağır hakaretler etmeleri oldu. Yazıda bazı kamuoyu araştırma şirketlerine göre iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yüzde 50 oy alacağı, Cumhuriyet Halk Partisi'ne desteğin de yüzde 28 civarında görüldüğü belirtiliyor. Financial Times'ın deyimiyle, "Seçimin nasıl sonuçlanacağına dair fazla şüphe yok ancak zaferin boyutu çok önemli olacak". Bu duruma gerekçe olarak ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasayı revize etmek istemesi gösteriliyor, yanıtı aranan sorunun Erdoğan'ın ne kadar ve kime taviz vermek zorunda kalacağı olduğu vurgulanıyor. Yazıdan bazı satırlar şöyle: "Yeni bir anayasa; dini ve etnik azınlıkların yeri, Kürtlerin daha fazla bölgesel özerklik talebi ve laikliğin anlamı gibi Türkiye toplumunu bölen en hassas sorunlardan bazılarını çözmek zorunda. Ancak Erdoğan Türkiye'nin yönetim şeklini de Amerika'daki başkanlık sistemine paralel şekilde değiştirecek yeni bir anayasa istiyor. Başbakan üçüncü döneminin aynı zamanda son dönemi olacağı sözü verdi. Ancak belki beşer yıllık iki dönem görev yapacak güçlendirilmiş yeni bir cumhurbaşkanı olmak istediğini de pek saklamıyor. Bu ise onun giderek otoriterleşen davranışlarından ve kontrolsüz gücünden endişe duyan liberaller için panik yaratan bir olasılık. Liberaller telefon dinlemelere, gazeteciler üzerindeki baskının artmasına, internetin sansürlenmesine ve göstericilere müsamaha gösterilmemesine dikkat çekiyor. Kürtler artık özerklik taleplerinin yerine getirileceği konusunda AKP'ye güvenmiyor. Erdoğan'ın muhafazakar sosyal politikalarını yaşam tarzları için bir tehdit olarak gören laikler de seçimlerin, yeni anayasanın hazırlanması sürecinde AKP'nin desteklerine bağımlı olmasını sağlayacak bir sonuçla noktalanmasını umuyor."
Mynet'ten alıntıdır.
İşte Türkiye neden birçok ülkeden geride,neden bilimde ve sanayide ilerleyemiyor buyrun görün.Çocuklarına yatırım yapmayan ülke büyüklerinden ne bekliyorsunuz ki?Mecliste var 550 milletvekili (istisnalar olabilir),birçoğuda " SALLA BAŞINI AL MAAŞINI" misali 4 senedir yan gelip yattı.Bir tane proje üreten milletvekili yok.Evveliyatında zarar eden Telekom,özelleştirildikten yani kabaca satıldıktan sonra nasıl kar etmeye başladıysa; Bence Mecilsi de özelleştirmenin vakti gelmiş demektir.Özelleştirmeden kastım revizyon tabi ki.Nasıl mı olur; beher Milletvekiline 5.000 TL maaş verirsin,lojman kirası 500 TL alırsın,aylık 450 TL sodexo verirsin,TBMM deki personel sayısını % 20 azaltırsın, makam araçlarını filo araç kiralama şeklinde düzeltirsin,proje üreten Milletvekiline prim verirsin,dokunulmazlık saçmalığını da kaldırısın,en başta da kendin buna uyarsın bakın o zaman işler nasıl da düzelir.
İktidar çoğu kurumunu yönetemedi ve zararından dolayı nasıl özelleştirdiyse,en başta kendini de revize etmeliydi.Daha bunlar gibi apılması gereken öyle çok revizyon var ki yaz yaz bitmez.
Sonuç olarak diyorum ki ;"AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ" boşuna miting yapıyorsunuz bu milletin çoluğunun çocuğunun rızkı olan kazançlarından; vergi adı altında aldığınız paraları çarçur ediyorsunuz. Bunu direkt olarak yapan, dolayısıyla da olsa buna iştirak eden veya buna göz yuman ve susup seyirci kalan, iktidar,muhalefet ve bağımsız Milletvekillerini ESEFLE KINIYORUM...
Veysel YARAYAN
LDP NİĞDE MİLLETVEKİLİ ADAYI
2007 Oyların Partilere Göre Dağılımı ve Milletvekili Sayıları:
Parti Adı Oy Oranı Toplam Oy
AKP % 46 16,327,291
CHP % 20 7,317,808
MHP % 14 5,001,869
DP % 5 1,898,873
BAĞ % 5 1,864,971
GP % 3 1,064,871
SP % 2 820,299
BTP % 0 183,895
HYP % 0 174,872
İP % 0 124,526
ATP % 0 114,029
TKP % 0 79,254
ÖDP % 0 52,145
LDP % 0 35,364
EMEP % 0 26,292
Mynet'te bugün yayınlanan haber ise söyle ; 'AKP'nin zaferinin boyutu çok önemli' Financial Times gazetesindeki Delphine Strauss imzalı yazıya göre Türkiye'de Pazar günkü genel seçimlerin galibi belli... Güncelleme:07 Haziran 2011 10:50 Financial Times, Türkiye'de Pazar günü yapılacak genel seçimlerde iktiardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin elde edeceği zaferin boyutunun çok önemli olacağını yazdı. Financial Times'taki yazıda bazı kamuoyu araştırmalarına göre AKP'nin yüzde 50 oy olacağı belirtildi Gazetede bugün seçimlerle ilgili bir değerlendirme yer alıyor. Haberin Devamı Financial Times'ın Türkiye muhabiri Delphine Strauss'a göre, partilerin seçim kampanyasında izledikleri sert taktikler, rahatsız edici. Yazısına "Bölge için model olarak sunulan bir demokrasinin geleceğini şekillendirecek oylama öncesi, Türkiye'nin seçim kampanyası çamur atmaya ve şiddetli çatışmalara indirgendi, gerginlik de artıyor" diyerek başlamış Delphine Strauss... Financial Times muhabirine göre gerginliği artıran gelişmeler de Milliyetçi Hareket Partisi'nden bazı üst düzey yetkililerin istifasına yol açan seks skandalı, Kürt militanların işi olduğuna inanılan saldırılar ve parti liderlerinin birbirlerine ağır hakaretler etmeleri oldu. Yazıda bazı kamuoyu araştırma şirketlerine göre iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yüzde 50 oy alacağı, Cumhuriyet Halk Partisi'ne desteğin de yüzde 28 civarında görüldüğü belirtiliyor. Financial Times'ın deyimiyle, "Seçimin nasıl sonuçlanacağına dair fazla şüphe yok ancak zaferin boyutu çok önemli olacak". Bu duruma gerekçe olarak ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasayı revize etmek istemesi gösteriliyor, yanıtı aranan sorunun Erdoğan'ın ne kadar ve kime taviz vermek zorunda kalacağı olduğu vurgulanıyor. Yazıdan bazı satırlar şöyle: "Yeni bir anayasa; dini ve etnik azınlıkların yeri, Kürtlerin daha fazla bölgesel özerklik talebi ve laikliğin anlamı gibi Türkiye toplumunu bölen en hassas sorunlardan bazılarını çözmek zorunda. Ancak Erdoğan Türkiye'nin yönetim şeklini de Amerika'daki başkanlık sistemine paralel şekilde değiştirecek yeni bir anayasa istiyor. Başbakan üçüncü döneminin aynı zamanda son dönemi olacağı sözü verdi. Ancak belki beşer yıllık iki dönem görev yapacak güçlendirilmiş yeni bir cumhurbaşkanı olmak istediğini de pek saklamıyor. Bu ise onun giderek otoriterleşen davranışlarından ve kontrolsüz gücünden endişe duyan liberaller için panik yaratan bir olasılık. Liberaller telefon dinlemelere, gazeteciler üzerindeki baskının artmasına, internetin sansürlenmesine ve göstericilere müsamaha gösterilmemesine dikkat çekiyor. Kürtler artık özerklik taleplerinin yerine getirileceği konusunda AKP'ye güvenmiyor. Erdoğan'ın muhafazakar sosyal politikalarını yaşam tarzları için bir tehdit olarak gören laikler de seçimlerin, yeni anayasanın hazırlanması sürecinde AKP'nin desteklerine bağımlı olmasını sağlayacak bir sonuçla noktalanmasını umuyor."
Mynet'ten alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder